Müftü Ayvaz yayımladığı mesajında; “Mübarek üç ayların ikincisi Şaban ayının en önemli günü ve mübarek olan Berat Gecesine ulaşmanın huzurunu yaşıyoruz.Borçtan, suç ve cezadan, hastalıktan kurtulmak anlamına gelen “Berat”, dini anlamda “günahlardan, hatalardan kurtulma, affa nail olma, yenilenme ve yaradılış gayesini hatırlama” demektir. Berat Gecesi de tüm bu hususiyetleri içinde barındıran kulların Allah’ın rahmet ve mağfiretine koştuğu feyiz ve bereket dolu bir gecedir. Çünkü Allah-ü Teala, af ve mağfiret çağrısının farklı bir anlam kazandığı bu gecede ve diğer zamanlarda can-u gönülden kendisine iltica edeni, tevbe edeni bağışlayacağını ayeti kerimelerde, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hadisi şeriflerde bize haber vermektedir. Allah Teala Zümer Suresi 53. Ayetinde bu hakikati şöyle ifade etmektedir. “Deki; (Allah şöyle buyuruyor) Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir”.

Sevgili Peygamberimiz de (sav) bu gecede Allah’a çokça ibadet edilmesini, gündüzünde ise oruç tutulmasını tavsiye etmiş ve bu gece güneş batınca Allah-ü Teâlâ’nın dünyaya rahmetiyle tecellî ederek fecre kadar: “Bağışlanmak isteyen yok mu, onu bağışlayayım! Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim! Belâya dûçar olan yok mu, ona afiyet vereyim!..” buyurduğunu bizlere müjdelemiştir (İbn Mâce, İkâmetü’s-Salavât, 191). İşte bu gecede Rabbimizin bu davetini fırsat bilerek ve  bizi bağışlayacağından da emin olarak O’nun rahmetine, affına, mağfiretine koşarak kendimiz, ailemiz, ülkemiz, bütün Müslümanlar ve insanlık için dua ve niyaza durmak en önemli vazifemiz olmalıdır. Dünya hayatında rıza-i ilahiye muvafık her türlü işimiz, salih amel ve hasenat kabilinden ibadet ve faaliyetlerimiz bizim maddi-manevi anlamda huzur ve gönül rahatlığına bilerek, bilmeyerek işlediğimiz günahlarımızdan beraatimize vesile olacaktır.

İnsanlık ve ülkemiz açısından sıkıntılı ve zorlu bir süreçten geçiyoruz. Rahmet ve mağfiretin bizleri kuşattığı bu kutlu gecede, dualarımız sadece dillerimizde kalmasın. Sözlü dualarımıza fiili dualarımızı da katalım. Yaşadığımız bu büyük afet karşısında kimsesizlere kimse, çaresizlere çare olmaya devam edelim. İhtiyaç sahiplerine kol kanat gerelim, yetim ve öksüz yavrularımızı bağrımıza basalım. Kardeşlerimizin acısını bir nebze de olsa hafifletmek için elimizden gelen bütün gayreti gösterelim. Deprem bölgelerinin yanında illerimize gelen depremzede kardeşlerimize de ulaşıp destek olalım. İhtiyaç fazlası evlerimizi ve bütün imkânlarımızı karşılıksız olarak onların istifadesine sunalım. Bu zor dönemde fahiş fiyatlarla depremzede kardeşlerimizi, aziz milletimizi istismar edenleri uyaralım. Unutmayalım ki gün, dayanışma ve yardımlaşma günüdür. Vakit, iyilik ve fedakârlık vaktidir. Zaman, Allah Resûlü (s.a.s)’in şu hadis-i şerifini aklımıza ve gönlümüze nakşetme zamanıdır: “Bir kul, kardeşine yardım ettiği sürece, Allah da o kula yardım eder.”

Bu duygu ve düşüncelerle başta Amasyalı hemşehrilerimiz olmak üzere; aziz milletimizin ve İslâm âleminin mübarek Berat Gecesini tebrik ediyorum. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı kardeşlerimize ve hastalarımıza acil şifalar diliyorum.  Bu gecenin, ülkemizin, İslâm âleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, insanlığın hidayet, barış ve huzuruna, bütün müminlerin tövbelerinin ve dualarının kabul edilerek arınma ve affedilmelerine vesile olmasını ve ülke olarak yaşamış olduğumuz bu sıkıntılı süreçleri de birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde en kısa zamanda atlatmayı Yüce Allah’tan niyaz ederim’dedi.