banner17
20 Nisan 2024 Cumartesi

MERZİFON'DA BİR TARİH YAZILDI

LİYAKAT KONUSUNDA HÜKÜMETİ ELEŞTİRDİ

Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt, Yeterlilik yani LİYAKAT ilkesi, özel sektörde olduğu gibi kamu sektöründe de iyi yönetim ilkelerinin başında gelmektedir. Bu yönetim anlayışı rasyonel bir sistemdir” dedi.

19 Nisan 2022 Salı 10:19
Bu haber 722 kez okundu
LİYAKAT KONUSUNDA  HÜKÜMETİ ELEŞTİRDİ
Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt yapmış olduğu açıklamada;” Bu ilke LİYAKAT- EHLİYET terimleri ile ifade edilir. Uygunluk, yaraşırlık durumu, bir kimsenin bir işi başara bilmesini sağlayan nitelikleri, layık olma ve yeterlilik anlamlarını taşır. Ehliyet ise maharet, ustalık, yeterlilik anlamlarını. Liyakat, işe uygun ehil ve uzman kişi anlamına gelir. ''işe uygunluk'', işin gereğini yerine getire bilmek için gerekli bilgi ve tecrübedir. Diğer yandan, özünde etik ve erdem gibi değerleri de barındırır. İşe alınacak kişide bilgi ve tecrübe yanında, ahlaklı ve erdemli olması da son derece önemlidir. Ehil ve liyakatli kişi; günümüz terminolojisi ile görev tanımına uygun uzmanlığa hem teorik(bilgi) hem pratik(deneyim),ayrıca meslek etik kaidelerine ve niteliklerine sahip kamu görevlisini ifade eder .Liyakat ölçütlerinin olmadığı yerde İLTİMAS VE İMTİYAZ vardır. Bu da haliyle başarısızlık getirir ki; hali hazırda bunu yaşayarak tecrübe ediyoruz. TC Ana yasasının 70 inci maddesinde'' hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiç bir ayrım gözetilemez'' ibaresi liyakati işaret eder. 657 sayılı devlet memuru kanununun 3 üncü maddesinde 'liyakat' ilkesine kanun temel ilkeleri arasında yer verilmiştir. Ancak, bu gün en temel sorun maalesef bu. Manevi dünyamızın mimarlarından MEVLANA, evrensel sufi, bilge ve düşünür, çok yönlülüğün bir sonucu olarak eserlerinde hukuk,  siyaset ve yönetim felsefesi açısından da ilham veren görüşleri vardır. Sağlam, sağlıklı ve güçlü bir devlet yönetiminin en önemli unsurunun Liyakat sistemine göre hareket etmeye bağlı olduğu, tarih boyunca devlet ile ilgilenen düşünürlerin ortak tespitidir. Türk-İslam siyaset anlayışında idari kadro ve toplum arasındaki ilişkilerin esasında ADALET, EMANET,MASLAHAT,MEŞVERET ve LİYAKAT(EHLİYET) vardır. Yani İslâmî anlamda asalet değil, adalet ve liyakat geçer akçedir. Mevlana, ''Ey akıl sahipleri, meslek edinmede o işin ehli olan, düzgün bir kişiden yardım isteyin'' der.''İnciyi sedefin içinde  ara'', ''mesleği meslek sahiplerinden iste'', ''Her ifade bir halin göstergesidir. Hal, ele;ifade alete benzer'', '' Bir kunduracının elinde kuyumcunun aleti, kuma ekilmiş dane gibidir.'','' İşini bilmeyen alete kusur bulur. Çamura taş vur! kıvılcım çıkar mı?'', ''Musa' nın elinde asa bir tanık, büyücünün elinde boş bir şey olur''Dikkat buyurursanız helal- haram boyutuna girmedim bile. Peki tüm bunları niçin yazdım? Arz edeyim:Nisan ayının başında sosyal ve genel medyada Diyarbakır il  müftülüğü kadrosunda görevli 5(beş) imamın açıktan atama yolu ile beş ilçeye Gençlik ve Spor müdürü olarak atandığı yer aldı. Müdürlük yetkilileri ise atamaların yeni olmadığı gibi komik bir savunma getirdiler. Neresinden bakarsanız tutarsızlık, neresinden bakarsanız haksızlık ve ahmakça.. Malum atamalar şu şekilde; Bağlar ilçesine Mehmet M. AYHAN, Sur İLÇESİNE Ferzende LALE, Lice ilçesine Vahap BATTAL, Kulp ilçesine Ekrem KAYA, Kocaköy ilçesine Mehmet Necat YİĞİT atanmış. Olayın vahim bir diğer tarafı bunun ilk olmadığı, Trabzon ve Sakarya da da aynı uygulama yapıldığı, yani sistemli bir uygulama ile siyasi sirayet olduğudur. Gerek yerelde ve gerekse genelde imam  mülakatlarında torpil, olmayan kadrolara müdür atamaları(DİB), Hastanelerdeki tıbbi sekreter kadrolarına (120 bin atama beklerken) AKP gençlik kollarından İHL kökenli alımlar, kamu kurum ve kuruluşlara alımlarda parti üyelik şartları aranmasına alışmıştık, şimdi daha sistematik bir kadrolaşma ile karşı karşıyayız. Farklı kurumların atamaları KPSS ile yapılırken DİB 'na bu imtiyaz neden? Bu nasıl bir iştir? Eğitim sendikaları neden suskun? Bu tür haksız uygulamalar hayır kurumlarına ve devlet kurumlarına da sıçramış durumda ve her kes sessiz, bu korku neden? Samimi ve hakkaniyetli din  görevlilerimiz neden sessiz? Diyanet dernek ve vakıfları bu konuda ne düşünür? Hak gaspı, haksız uygulama ya da kul hakkına girme olarak görmüyorlar mı? Hak, hukuk ve hakikat adına cevap vermeleri boyunlarına borç, imanlarına harçtır. Bu tür uygulamalar dinimizi ve samimi din görevlilerimizi gerçekten yıpratmakta, incitmekte ve töhmet altına sokmaktadır. Dürüst ve namuslu imam kardeşlerimi tenzih ediyorum. Aynı karşı duruşu göstermelerini, suskun kalmamalarını ve ''Nemrut'a kızmak yetmez, Musa'nın yanında yer almalarının'' zamanı geldi, hükümetin bu siyasi oyunlarına alet olmamalarını diliyorum. Bunun bir ağır cezası, bir de mahkeme-i Kübra' sı var, şerh olsun” dedi.

 

    Yorum yazmak için sitenin üst kısımdan giriş yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen olun!
YAZARLAR Tümü
SON YORUMLAR
HAVA DURUMU
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
Merzifon belediyesinin çalışmalarını başarılı buluyormusunuz ?

NAMAZ VAKİTLERİ
Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
EN ÇOK YORUMLANANLAR
BUGÜN
BU HAFTA
BU AY
E-GAZETE
  • Haber Sistemi DEMO v5 - 08 Ekim 2011Manşeti
SENDE YAZ
Ziyaretçi Defteri
Ziyaretçi Defteri

Siz de yazmak istemez misiniz?

Ziyaretçi Defteri
ARŞİV