Gelecek Partisi Merzifon İlçe Başkanı Hacı Bekir Kurt konu ile ilgili yapmış olduğu açıklamada ;” Programın adında 'AYDINLATMA' olmasını biraz kibirli ve iddialı bulsam da, aydınlanmak ümidi ile ve merakla mesajlarını, çözümlerini ve şu içinde bulunduğumuz vehamete sunacakları milli ekonomik, iktisadi ve dar boğazı aşma önerilerini oldukça merak ediyordum. Diğer bir merakım ise, bir öze dönüş, varoluş felsefesini tazeleyiş ve yeni milli-dini plan, program ve projeler mi var? beklentisi ve ümidim idi.Ancak ve maalesef iki konuşmacının da konu ana omurgasını ve ana fikrini yine o bildik husumet, siyasi rakipleri aşağılama ve düşmanlaştırma, altılı masa ile ilgili 'gurme' yakıştırması, illet-zillet, Demirtaş ve Kavala' ya özgürlük verileceği, HDP-CHP arasında fark kalmadığı iddiası,  güçlendirilmiş parlamenter sistemin güçlendirilmiş kısmının( ABD, AB, FETÖ, PKK, DHKP-C)' dan oluştuğu iftirası, Türk milletine ve Atatürk' e ihanet, Kılıçdaroğlu' na kirli tarih iddiası, 15 Temmuz göndermeleri, terör örgütleri ile bağlantılılar, KYK ile atılan teröristlerin geri alınıp özlük haklarının iadesi iddiası, (beni en çok üzen bir akademisyen ve siyaset adamının ağzına ve siyasi tarzına  yakışmayan 'güvenlik güçlerimiz bunları YATAK' larından alıyor')(MAHREMİYET ?) ve daha bir çok garip, ipe sapa gelmez iddialar, şayialar ve sinkaflar.. Pek tabi cumhur ittifakı ile ve devamlılığı, dünya siyasetini anlama, Cumhur başkanlığı yönetim sisteminin gayet güzel işlediği, sağlık sisteminin işlerliği, savunma sanayiin deki gelişmeler, düşman oklar takip edilerek cumhur ittifakı desteklendiği, terörle mücadele ve terör örgütünün bitme noktasına geldiği, gelişen ve güçlenen Türkiye ve milletin, soydaşların ve mazlumların yanında olunacağı, biz hükümete şu niye yapılmıyor diye diğerleri gibi sızlanılmadığı, dış politikada milli tavırları desteğe devam edileceği, 2023 seçimlerinin çok önemli  olduğu, bu süreçte yapılacak ekonomik eleştirilere dün iyi idi, bu gün bozuk, yarın düzelir, bir ülkenin bağımsızlığının gittiğinde tok-aç olmanın önemsiz olduğu gibi güzellemeler ve hamaset yapmayı da ihmal etmediler. Keşke sayın KALYONCU, uzmanlık alanınıza giren su ve deniz kirliliği, müsilaj, su kıtlığı ve kuraklık, orman yangınları, ormanların maden alanı ilanı, imar ve turizme açılarak peşkeş  çekilmesi, zeytinliklerin, doğa ve çevre katli, doğa ve kültür miraslarının tahribi, ekolojik denge gibi konularda en azından şerh koysaydınız. Bazı uyuşmadığınız konuların var olduğu ki; bunların başında UYGUR meselesi, Irak- Suriye Türkmenleri ve topraklarının işgali, doğu ak denizden neden geri çekildiğimiz, adaların silahlandırılması ve ABD üsleri, Kanal İstanbul gibi bir garabetin Ekümenlik hayali ve ABD projesi olduğu, yetmişe yakın göl kurutularak İstanbul hava alanı yapıldığı, sınır güvenliği, kaçak ve sığınmacı sorunu, nüfus ve nüfuz sorunları, iltimas-imtiyaz ve mülakat, milli olmayan tarım ve para politikası, devlet, mevzuat ve bürokrasi, GENÇLERİN İSTİKBAL KATGISI, BEYİNGÖÇÜ,ATEİZM,DEİZM, YOLSUZLUK,ÇÖKME VE AHLAK ÇÖKÜNTÜSÜ gibi konularda millet ve devlet adına takipçisiyiz deseydiniz de ülkücü bir duruş  sergileyip, yüreklere su serpseydiniz.Hayat pahalılığı, hiper enflasyon, tüm emeklilerin açlık sınırının altında ve tüm çalışanların yoksulluk sınırı altında kalması ki;(açlık sınırı 6 bin yoksulluk sınırı da 20 bin) size kalsa bunlar dillendirmek bile şişirme, prokovatif söylem ve krizi kaosa çevirmek isteyen bir zillet ittifakının işi ve inanılmaması gerekilen konular nede olsa. bunları dillendirmemenizi de belki  anlamaya çabalardık ama, maalesef olmadı.. Bu arada tarafsız olması beklenen, devletin amir, memur, muhtar ve din görevlilerinin siyasi toplantı, gösteri ve bu bağlamdaki faaliyetlere alet olmamaları ve edilmemeleri konusunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu proğram ile anlaşılıyor ki; tüm olumsuzluklara rağmen (siyasi ittifak, iltihak ve ya ilhak mı?), konularında da bir değişiklik yok. Tek değişiklik ve talep il olma arzumuzun dile getirilmesidir ki, benimsiyor ve destekliyoruz, şerh olsun” dedi.