Saadet Partisi Merzifon İlçe Başkanı Ahmet Şahin konu ile ilgili paylaşımında; "İktidar partisi sözcüleri,
“Kanal İstanbul’u isteseniz de istemeseniz de yapacağız” diye diretirken,
muhalefet sözcüleri Kanal İstanbul projesinin referanduma götürülmesini talep ediyorlar.
Böyle bir talep karşısında projesinin kamuoyu tarafından onaylanacağını düşünenlerin yapması gereken nedir?
Elbette “hodri meydan” diyerek Kanal İstanbul projesini referanduma götürmektir.
Ama öyle olmuyor!
İktidar partisi sözcüleri Kanal İstanbul gibi büyük projelerin referanduma götürülmesine gerek olmadığını savunuyorlar!
Bu açıklama akıllara, “Acaba kafalarında bir çekince mi var” sorusunu getiriyor.
Öyle ya ana muhalefet partisi, “Kanal İstanbul’u istemiyoruz” kampanyaları düzenleyip binlerce kişiyi imza vermek için kuyruklara sokarken iktidar partisinin suskunluğu oldukça manidar değil mi?
Belli ki ısrarla ve inatla arkasında durdukları Kanal İstanbul projesinin halktan onay alıp almayacağı konusunda tereddütleri var.
“Konuyu referanduma götürüp olumsuz bir sonuç alırsak ondan sonra hiç dile getiremeyiz” diye düşünüyor olmalılar.
Ana muhalefet düzenlediği imza kampanyasında Kanal İstanbul’a hayır diyenlerin yüzde 70’leri aştığını iddia ediyor.
Bu iddia gerçek olabileceği gibi, gerçekle uzaktan yakından bir ilgisi olmayabilir de!
Böyle bir durumda iktidara düşen referandum talepleri karşısında yan çizmek yerine hodri meydan diyerek tezlerinin halk tarafından da tasvip edildiğini göstermektir.
Ama belli ki iktidar partisinin böyle hodri meydan çekmeye cesareti yok! Onlar “emir demiri keser” mantığıyla hareket ediyor ve “devlet böyle bir karar vermişse herkese amenna demek düşer” felsefesi ile yollarına devam ediyorlar.
Oysa halkın arzu ve isteklerini dikkat-i nazara almayan siyasi partilerin iktidarda kalma şansları da kayboluyor.
Seçmen “ben ne dersem o” diye kendisine tepeden bakan siyasi anlayış ile arasına mesafe koymakta oldukça kararlı.
Nitekim iktidar partisi içinden çıkan partiler bunun canlı bir örneğini teşkil ediyor.
İktidar partisi yöneticileri aralarından ayrılanları hainlikle damgalamak yerine, “Bu arkadaşlar bizimle yollarını niye ayırıyorlar” sorusuna cevap arasa çok daha sağlıklı bir adım atmış olacak.Aslında referandumdan çekinmelerine hiç gerek yok.
Referandum yapmalı ve boylarının ölçüsünü almalılar"ifadelerine yer verdi.