Amasya Şeker Fabrikası eski Yönetim Kurulu Üyesi tarafından yönetimnden darbe ile indirildiklerine dair basında çıkan haberlere cevap veren Amasya Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkan vekili Yalçın Bekler, darbenin yapılması için sahiplik ilkesinin esas olması gerektiğini, ama onların de kendileri gibi fabrikada birer emanetçi durumunda bulunduklarını söyledi.

Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Saatcı ve Yönetim Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu toplantıda konuşan Başkan vekili Yalçın Bekler, geçtiğimiz günlerde eski bir yöneticinin basında çıkan demecine açıklama getirerek, “Bir yerde darbenin olabilmesi için sahiplik ilkesinin esas olması lazım. Eğer siz bir yerin sahibi iseniz ve oradan herhangi bir şekilde hukuka aykırı olarak indiriliyorsanız darbeden söz edebilirsiniz. Siz orada atanan, vekaleten oturan biriyseniz, asıl malın sahibi tarafından görevden alınıyorsanız o darbe değil, görev değişikliğidir. Bizden önceki arkadaşlarımız Turhal Pancar Ekicileri Kooperatifi ve Amasya Pancar Ekicileri Kooperatifinin atamış olduğu kimselerdir. Yine iki Kooperatif üyelerinin ve Amasya Şeker Fabrikası'nın ortaklarından olan Şekerbank'ın olağanüstü kongre kararı ile eski yönetim kurulu görevden alınmış yerlerine bizler seçildik” dedi. 

BİZ BURADA EMANETÇİYİZ

Kendilerinin 170 bin kişinin sahibi olduğu bir fabrikada onlar adına görev yaptıklarını söyleyen Yönetim Kurulu Başkan Vekili Yalçın Bekler, “Bizler Yönetim Kurulu'nda olmak, makam sahibi olmak gibi bir derdimiz yok. Buradaki herkesin bir makamı var. Amasya Şeker Fabrikası yıllarca yapılan usulsüzlükler, davalar, mahkemelerle manşet olmuş bir fabrika. 5 Nisan'da genel kurul tarafından Mustafa Saatcı, Yalçın Bekler, Musa Toprak, Necati Taşdemir ve Eşref Dikmen olarak seçilmiş kişileriz. Bizi seçen kişilerde bu fabrikanın sahibi olan Turhal Pancar Ekicileri Kooperatifi, Amasya Pancar Ekicileri Kooperatifi ve Şekerbank yöneticileridir. Yani 170 bin kişinin sahibi olduğu kooperatifler tarafından seçilmiş kişileriz. Bu kooperatif temsilcileri bizi değiştirmek istediklerinde her an yapabilirler. Bizler de burada vekaleten oturan kişileriz. Burada sahiplik ilkesi değil, vekaleten atanmışlık ilkesi vardır. Bizler de bu fabrikanın sahipleri adına burada görev yapıyoruz.  Arkadaşlar burada darbe olduğunu iddia etmişler. Darbe olabilmesi için bu arkadaşların fabrikanın sahibi olmaları lazım. Oysa bu fabrikanın sahibi çiftçiler, bu çiftçilerin sahibi olduğu kooperatiflerdir” dedi. 

73 MİLYON TL BORÇLA DEVRALDIK

Fabrikanın borçsuz devredildiği yönündeki açıklamalara da cevap veren Bekler, “Geçmiş dönemde görev yapan arkadaşlar fabrikanın hiçbir borcu olmadığını iddia etmişlerdir. Biz bu fabrikayı Halkbank adına olan 73 milyon TL borçla devraldık.  Göreve geldikten sonra da 18 milyon TL'sini ödedik, şuanda 55 trilyon borcu var. Birileri yanlış algıyla, yanlış şeyleri empote etmeye çalışıyor. Arkadaşlar yanlış icraatlarını, yanlış söylemlerle, yanlış algı oluşturarak konuyu farklı yönlere getiriyorlar” dedi.

31 KİŞİ AĞIR CEZADA YARGILANIYOR

Yapılan yolsuzluklardan dolayı yargıya intikal etmiş bir konunun bulunduğunu ve bununla ilgili 31 kişinin Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığını ifade eden Amasya Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkan vekili Yalçın Bekler, “Amasya Pancar Ekicileri Kooperatifine kayyum atandı.  Buraya neden kayyumun atandığını da herkesin bilmesi lazım. Buraya yapılan yolsuzluklardan dolayı kayyum atandı. Amasya Pancar Ekicileri Kooperatifi ve Amasya Şeker Fabrikası'nda 28 milyon TL'lik bir yolsuzluk var, bu müfettiş raporlarında tespit edilip konu yargıya intikal ettirilmiştir. Yargıya intikal etmesi dolayısıyla Pancar Ekicileri Kooperatifinde bu yolsuzluğa karışmış olanların isimlerin tedbiren görevlerine son verildiği bakanlık tarafından belirtiliyor. Bu tespit edilen 28 milyon TL'lik şuanda Ağır Ceza Mahkemesinde bulunan dosya ile ilgili 31 kişi yargılanıyor. Bu 31 kişinin içerisinde bizden önce Amasya Şeker Fabrikası'nda görev yapan ve darbe olduğunu iddia eden arkadaşlarda var. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Amasya Pancar Ekicileri ve Turhal Pancar Ekicileri Kooperatifi'ne yazı gönderildi. Bu yazıda yapılan incelemeler sonucunda Amasya Şeker Fabrikası'nda yolsuzlukların görüldüğü bu yolsuzluklara karışan isimlerin görevden alınmasını istediler. Biz genel kurulda bunu talep ettik ancak Amasya Pancar Ekicileri Kooperatifi bu isteğimizi reddetti. Bizlerde konuyu yargıya taşıdık ve bakanlığa yazı yazdık. Bakanlık tarafından Amasya Pancar Ekicileri Kooperatifi'ne müfettiş gönderildi. Müfettiş raporlarına göre Amasya Pancar Ekicileri Kooperatifi'nin görevlileri, görevlerini yapmadıkları için alındılar. Görevden alınan bu arkadaşların yerine Bakanlık bürokratları kayyum olarak atandılar. Pancar Kooperatifi'ndeki kayyum olayı sadece kooperatifi değil aynı zamanda Şeker Fabrikası'nı da ilgilendiriyor. Çünkü görevden alınan arkadaşlar gibi Amasya Şeker Fabrikası'nı yöneten arkadaşlarda şuan da Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyorlar. 31 kişilik bir grup var bu grubun içerisinde bizden önceki Amasya Şeker Fabrikası'nı yöneten arkadaşlar da var” diye belirtti. 

GÜZEL PROJELER YAPTIKLARINI SÖYLEYENLER, YOLSUZLUKLARDAN YARGILANDIKLARINI DA SÖYLESELERDİ

Eski yönetimin hizmetlerinin kıskanıldığından dolayı görevden alındıklarını belirttiklerini söyleyen Yalçın Bekler, “Göreve geldiğimizde birçok hususta keşmekeşlikler tespit ettik. Arkadaşlar, güzel projeler yaptıklarını, bu projelerin birileri tarafından kıskanıldığını, pancar çiftçisine hizmet edilmesini istemedikleri için darbe ile görevden alındıklarını ifade etmişler. Keşke Ağır Ceza Mahkamesi'nde yolsuzluktan yargılandıklarını da ifade etselerdi. Keşke görevden alınma sebeplerinin yapmış oldukları usulsüz işlerden dolayı olduklarını da ifade etselerdi” dedi.

BİR GÜNDE 1 MİLYON PARA KAZANDIK

Kendilerinden önceki yönetimin genel kurula bir gün kala şeker ihalesi yaptıklarını, kendilerinin de göreve gelir gelmez ilk işlerinin bu ihaleyi iptal etmek olduğunu belirten Yalçın Bekler, “Göreve gelir gelmez genel kuruldan bir gün önce 5 bin ton şeker satışı olduğunu tespit ettik. Genel kurula bir gün yangından malmı kaçırıyorsunuz, genel kurulu yaparsın tekrar sana görev verilirse 5-10 bin ton mu satıyorsun ihaleni yaparsın. İhale için 4 firmadan teklif alınmış bunların fiyatları da birbirlerine hemen hemen yakın. Bizim ilk işimiz bu ihaleyi iptal etmek oldu. Ne gariptir ki fabrikamızın şekerini bugüne kadar Suluova'dan tek firma almış. Türkiye'de şeker işiyle uğraşan birçok firma var neden 20-30 yıldır bu fabrikanın şekerini tek bir firma alır. Yeniden ihaleye çıktık, yüzde 6,5 ile şeker ihalesini alan firma yüzde 4 teklif verdi. Bu aradaki fark 1 milyon TL'ye tekamül ediyor, bunun sorgulanması gerekiyor. 1 günde ne değişti, şekerin tonaşımı, cuvalların rengimi değişti. Yüzde 6,5'le aldığın şekere neden yüzde 4 istonto teklif veriyorsun.  Biz Türkiye genelinde 160 firmaya teklif gönderdik, yüzde 6,5 ile yüzde 7 ile satılan şekerin ihalelerini iptal ettik yüzde 3,5  4 ile Ankara, İstanbul ve Samsun'da faaliyet gösteren firmalara sattık. Hatta birçok kısmını da iskontosuz olarak sattık. Bu şeker satışı ihalesinin iptalinden Amasya Şeker Fabrikası'na tam 1 milyon TL kar ettirdik. Göreve geldikten sonra şirket kasasına bir günde ekstradan 1 milyon TL para girmesini sağladık. Bunu da sadece bu arkadaşların yapmış olduğu ihaleyi iptal etmekle yaptık” diye belirtti. 

ŞİRKETİN KASASINDAN 8 MİLYON ÇIKMIŞ ORTADA RES MES YOK

Fabrikaya rüzgar enerjisinden elektrik tribününün yapılması için 4 milyon TL'lik ihalenin yapıldığını bununla ilgili fabrikanın kasasından 8 milyon TL para çıkmasına rağmen ortada RES'in olmadığını söyleyen Bekler, “Bizden önceki yönetim rüzgar enerjisinden elektrik tribünü yapılması ile alakalı karar almışlar, ihaleye çıkmışlar. En yüksek teklifi 4 milyon TL + KDV veren firmaya ihaleyi vermişler. Yaptıkları sözleşmede yüzde 10'nun sözleşme yapıldığı anda geriye kalan yüzde 90'ı da sözleşme imzalandıktan 8 gün içerisinde ödenir yazıyor. Ben kurumumda birçok ihale yapıyorum ve bir çok ihaleye de şahitlik ediyorum. Hiçbir yükleniciye teminat mektubu olmadan yüzde 40'ın üzerinde ödeme yapılmaz. Kimin malını kime peşin olarak ödüyoruz. Bir defa sizin parayı ödemeniz için o yükleniciden paraya denk gelecek oranda teminat almanız lazım. Bu arkadaşlar evin tapusunu para almadan vermişler. Arkadaşlar daha sonra şirketin elinde bulunan bir arsayı ödemiş oldukları rakama teminat olarak almışlar. Teminat olarak aldıkları yere 8 ay bloke koymuşlar. 1- Aldıkları yerin değeri var mı? Dağ başımı, şehir içi mi, satılabilirlik değeri var mı? 2- Siz ona süre koyduğunuz zaman yüklenici firma taahhüdünü 8 ayda yerine getirmediği taktirde siz bu parayı nasıl tahsil edeceksiniz? Çünkü 8 ay sonra ipotek otomatik olarak düşmüş oluyor. Benim bildiğim ihale yapılınca yüklenici o işi size teslim edinceye kadar sorumlu olur. Sigortasını da kendisi yapmak zorunda, sorunsuz teslim aldım deyinceye kadar bütün sorumluluk yüklenicide olması gerekmekte. Bu firmanın yaptığı RES uçmuş. Sigortası Amasya Şeker tarafından yapılmış, yetmemiş arkadaşlara bu RES yıkıldı sen bunun hurdasını al götür yenisini de yap demişler. Sana yenisi teslim edilinceye kadar 1,5 milyon + KDV daha ödemişler. Bu şirket babanın şirketimi senin kardeşim. 8 milyon TL para ödemişsin, gazeteye çıkıp 4 milyon TL para ödedik diyorsun. Sen ihaleyi 4 milyon + KDV'ye vermişsin ödeyeceğin rakam bu. Adam işini doğru yapmamış yaptığı RES yıkılmış, sen adama bir daha para ödemişsin. İnsan bu paravan şirkete ortak olsa bunu yapmaz. Bu kadar gözlerini karartmışlar, bu kadar pervasızca kurumu yönetmişler. Bu hem istihbarat, hem Savcılık, hem de Bakanlık tarafından tahkikat konusu yapıldı. Şirketin kasasından 8 milyon TL para çıkmış, ortada RES  MES yok” dedi.

ARITMA TESİSİ İKİ KATI FİYATINA KURULDU

Arıtma tesisinin yapımında da usulsüzlüklerin tespit edildiğini söyleyen Yönetim Kurulu Başkan vekili Yalçın Bekler, “Fabrikanın arıtma tesisine ihtiyacı var. Arkadaşlar çevre kirliliğine ve ÇED'e uygun hale getirebilmek için fabrikaya bir arıtma tesisinin yapılmasının elzem olduğunu söylemişler. İhaleye çıkıp, bir arıtma tesisi yapmışlar. Fabrikanın ihtiyacını görecek bir arıtma tesisinin tamamının maliyeti 8 milyon TL, arkadaşların yaptığı arıtma 16,5 milyon TL. 150 bin çiftçinin hakkının nasıl gaspedildiğinden bahsediyoruz. 8 milyon TL nerede 16,5 milyon TL nerede birilerinin bunun hesabını sorması gerekmiyor mu?” dedi.

MİLLET 3,2 MİLYONA FABRİKA KURUYOR

800 bin TL'lik boya badana ihalesine çıkıldığını ancak işin 3,2 milyona mal olduğunu gördüklerini söyleyen Bekler, “Fabrikada bir boya badana keşfi yapılmış 800 bin TL'lik bir ihaleye çıkılmış. 800 bin TL'lik tadilat ihalesi  yönetim kurulunda bulunan bir arkadaşın şirketine verilmiş. 800 bin TL'lik iş 3,2 milyon TL'ye çıkmış. Bu da yargıya intikal etti. Biz Suluova'yı komple boyasaydık 3,2 milyon TL'den biraz da para arttırırdık. 3,2 milyon TL'ye millet fabrika kuruyor. Keşke arkadaşlar gazetede bunun da açıklamasını yapsaydı” dedi. 

UCU KİME DAYANIRSA DAYANSIN HESAP SORULACAK

150 bin çiftçinin hakkının hesabının ucu kime dokunursa dokulsun sorulacağını söyleyen Yalçın Bekler, “Pancar tesliminden alın, yapılan ihalelere varıncaya kadar hangi dosyayı kaldırdıysak altında bir şaibe var. Biz artık Savcılığa suç duyurusu yapmaktan bıktık. Maliye Bakanlığı'na, Gümrük Bakanlığı'na, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na, Pankobirlik Genel Müdürlüğü'ne teftiş için yazı gönderdik. Suluova Mahkemeleri'nden de buraya bütün hesapların baştan sona incelenmesi ile ilgili bir bilirkişinin atanmasını istedik. En kısa zamanda fabrikanın tüm hesapları A'dan Z'ye incelenecek. Bu arkadaşların dediğimi, bizim dediğimiz mi doğru ortaya çıkacak. Müfettiş raporlarından sonra kim suçlu ise hepsinin üzerine ivedilik ve kararlılıkla gidilecek 150 bin çiftçinin hakkını gasp etmişlerse ucu kime dayanırsa dayansın gidip hesabını soracağız. Biz burada makam sahibi olduğumuz için oturmuyoruz, emanetçi olduğumuzun farkındayız” dedi. 

HERKES YAPTIKLARININ BEDELİNİ ÖDEYECEK

Göreve geldiklerinde ilk işlerinin milyon tl'lik ihalelerin yapıldığı toplantı odasına kamera ve ses kaydı taktırmak olduklarını söyleyen Bekler, “Göreve geldiğimizde ki ilk icraatımız toplantı odasına kamera ve ses kaydı yerleştirmek oldu. Yapılan tüm ihaleler kayıt edildi. Milyonların ihalelerinin yapıldığı bir kurumda bu ihalelerin yapıldığı toplantı odasında kamera olmaz mı? Herşey karanlık olunca toplantı odasına da kamera koymamışlar. İlk toplantımızda karar aldık, tüm ihalelerde birim müdürleri, hukuk müşavirleri ve basın hazır bulunacak. Abdestinden emin olanın namazından şüphesi olmaz. Bizim derdimiz fabrikanın şeffaf olması. Birileri gibi koltuğu elinden gidince darbe oldu diye yakınmak değil. Herkes yaptıklarının bedelini kanun önünde ödeyecek” dedi.

YÖNETİCİ ATIYORUZ, FABRİKAYI SATMIYORUZ

Fabrikanın Turhal'a satıldığı yönündeki haberlere de tepki gösteren Bekler, “Şeker Fabrikası'nı Turhal'a sattılar diye gazeteye demeç vermişler. Amasya Şeker Fabrikası'nın Turhal'a satılabilmesi için illiyetlik bağı olması lazım. Biz buraya yönetici atıyoruz fabrikayı satmıyoruz. Bu fabrikanın kurucu ortaklarından bir tanesi Tokat Pancar Ekicileri Kooperatifleri. Yönetim kurulu içerisinde de devamlı iki kişi temsilci olarak bulunmuş. Yargılanan 31 kişi içerisinde Turhal'ın temsilcileri de var. Bunu bile bilmiyor bu gafiller. Bizler burada ne kadar süre görev yapacaksak, bu süre içerisinde fabrikanın kurumsallaşması ve şeffaflaşması için elimizden gelen herşeyi  son noktasına kadar yapacağız. Amasya'nın 3, Tokat'ın da 5 milletvekili fabrikanın bu kirli oyunlardan kurtulması, düzlüğe çıkması için bizimle birlikte mücadele ediyorlar, bizlere destek veriyorlar” dedi. 

80 TL'YE ÇİFTÇİDEN ALMIŞLAR 260 TL'YE FABRİKAYA SATMIŞLAR

Pancar üretiminde de çiftçiye karşı oyunların oynandığını tespit ettiklerini söyleyen Bekler, “Açtığımız her dosyanın altında çiftçiye hitap eden bir şey var dersek yalan olur. Göreve geldiğimiz günden beri sadece suç duyurusu yapmaktan bir şey yapamadık. Her toplantımızda bir suç duyurusu çıkıyor. Fabrikamızın 63 bin ton şeker üretim kotası var. Bunu sadece Amasya'daki çiftçimiz karşılayabilir. Ama buraya öyle bir çark kurulmuş ki, çiftçilerimiz pancar ekmek istediğinde kota var, kotayı dağıttık ama sen boş bir tarlanı ek biz senin pancarına bir çözüm buluruz denilmiş. Çiftçi pancarı ekmiş, arkadaşlar kendi pancar ekmeyen arkadaşları adına grup oluşturmuşlar onlara kota yazmışlar. O gariban çiftçinin üretmiş olduğu pancarını 80-90-100 TL'den elinden almış kendi adamlarının adına 220-260 TL'ye Şeker Fabrikası'na satmış. Bunları hep evrakla konuşuyoruz. Ondan sonra da dürüstlükten demeç veriyorlar” dedi. 

ŞEKERİ ALMAK ZORUNDA OLAN BİRİSİNDEN BORÇ ALINABİLİYOR

Fabrikanın şekerini almak zorunda olan birisinden borç para alındığını da iddia eden Bekler, “150 bin kişinin sahibi olduğu bir fabrika kendisinden şeker almaya muhtaç olan bir şahıstan borç para alabiliyor. Fabrikanın düşürüldüğü durumu görebiliyor musunuz? Şekerimi almak zorunda olan birisine bana borç para verirmisin diyorum sonra da bizim çiftçiye yapmış olduğum hizmetleri birileri kıskandı deniliyor. Hangi hizmetler yapıldı da kıskanılsın. Bu fabrikanın şekerini hep aynı kişi almıştır bu da hiçbir sene değişmemiştir. Arife tarif gerekmez” dedi.

ÇİFTÇİLERE MÜJDE

Amasya Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Saatçı'da çiftçilere müjde vererek, “Bayramdan önce çapa avansları dağıtılacak. Ramazan ayından önce şeker avansları da dağıtılmış olacak” dedi.