Saka konuşmasının devamında; Ülkücü bir göreve talip oluyorsa sorumluluğunun farkındadır. Başaracağına inanıyorsa başarır. Çünkü acizler için zor, korkaklar için müthiş olan şeyler kahramanlar için sadece idealdir. Bu milletin kahramanları kuşkusuz bu salondaki ülkücülerdir. İnancımıza göre hiçbir bahane başarısızlığın gerekçesi olamaz. Bahaneler başarının yerini tutmuş olsaydı 57. Alay tamamen şehit olmamış, Atatürk Samsun’a hiç çıkmamış, Sütçü İmam, Hasan Tahsin ilk kurşunu hiç sıkmamış olurdu. Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş bu davayı kurup önümüze geçip önder olmamış olurdu. Hiçbir bahaneye sığınmadan Merzifon’u Türk milliyetçilerinin kalesi yapmak için bu göreve talip oldum. İnançlarımız uğruna ne kavgadan kaçarız, ne baskılardan yılarız. Gerektiğinde Hz. Hüseyin oluruz Kerbela’da baş veririz baş eğmeyiz. Uhud’da Hz. Hamza oluruz. Göğsümüzü yarıp kalbimizi alsalar da içimizdeki sevdayı alamazlar. Tabutluklarda Başbuğ Alparslan Türkeş oluruz, yıldıramazlar. Son dönemlerde çeşitli mecralarda boy gösteren ve çarpık zihniyetlerin milletin teminatı olan ülkücü hareket üzerinde sergilemeye çalıştığı kara propaganda ve oyunlar bizim birliğimizi bozamayacak. Tam aksine bu salonda olduğu gibi perçinleyecektir. Merzifon’daki kongremiz Türkiye’nin tüm illerine, ilçelerine örnek olsun. Bunun için hergün daha fazla çalışacağız, safları daha fazla sıklaştıracağız. Son dönemde kapalı kapılar ardında oynanan oyunlarla Türk’ü yurdundan, Türk’ü anavatanından silmek istemektedirler. Oysa ki unuttukları bir şey vardır, biz bu yurda Türk adını vermek için tam 900 yıl bekledik, bunu kimse başaramayacak. Ne yurt dışı, ne yurt içindeki hainler amacınıza ulaşamayacaksınız. Dünya var oldukça Türk milleti ve onun teminatı olan ülkücü gençlik hep var olacaktır”dedi.