Başkan Terzi mesajında; “Çanakkale Zaferi’nin 108’inci yıldönümünü gururla kutluyoruz. Çanakkale direnişini, uyanışını Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlamaya hazırlanırken, bir kez daha iyi idrak etmek gerektiğine inanıyoruz. Çanakkale Zaferi, milli mücadelenin önsözü olmuştur. Cumhuriyete giden yolun harcı olan Çanakkale’yi her Türk genci dimağında yaşamalı, o ruha iştirak etmeli, namusu bilip, sahip çıkmalıdır.

Bu minvalde devletimizin kurucusu Büyük Atatürk başta olmak üzere Çanakkale Zaferi’nin kahraman komutanlarını ve aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.

“Öteden saikalar parçalıyor afakı; /Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı,/Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin,/ Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.” M. Akif Ersoy

Sadrazam Sait Halim Paşa’nın Ali Fuat Bey’e “Bize ‘Hasta adam’ diyorlar. Hasta değil, çok hastayız. Bizi bu hale düşürenlere lanet olsun!” şeklindekisözleri 25 Temmuz 1914’te yankılandı makamından. Balkan Savaş’ında ağır bir yenilgi alan Osmanlı Devleti’nin, eski gücünü kazanması gerekiyordu. Topraklarımıza çöreklenen emperyalizme kurtuluş reçeteleri aranıyor, vatanseverler örgütleniyordu. Amaç vatanımızın ebedi varlığını korumak, Türk kimliğine sahip çıkmak, bu topraklarda hür ve müstakil yaşayarak müreffeh günlere yol almaktı.

Pasinler Savaşı ile Anadolu’nun kapılarını aralayan, Malazgirt Savaşı ile Anadolu’nun kapılarını açan Türkler, bu topraklardan vazgeçmek niyetinde hiç olmadılar. 19 Şubat 1915 tarihinde ilk hücumla Çanakkale’de Türk’ün var olma mücadelesi başladı. Arıburnu’nda, Seddülbahir’de, Kumkale’de, Conkbayırı’nda, Eceabat’ta, Anafartalar’da tabyaların ölüme meydan okuyan mücadelesi şaheser bir tablo gibiydi. İngiliz, Fransız, Anzak kısacası yedi düvel Türk’e meydan okurken, Gelibolu’yu saran dumanların ağır kokusu nefes almayı zorlaştırırken, topraklarımıza çöreklenen düşman her türlü teçhizatıyla, güçlü ordularıyla, filolarıyla saldırırken; askerlerimiz kendini kor ateşe atmakta hiç tereddüt etmedi.

Onlar; savaşçı gelenekten gelen ruhla, istiklal ve hürriyeti kılavuzu yapan dimağlarıyla, arz-u beka inancıyla, “Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal” diyerek, “emperyalizm” naralarına saikalarla meydan okudu. Cedlerimizin yüzyıllık savaş taktikleri ile göz dolduran Türkler, bu kez de Çanakkale’de başarısını ispatladı. Her daim milli benliğimizin, milli hayatiyetimizin, milli tarihimizin, milli dirliğimizin otağı olan topraklarımız, garba teslim olmadı. Madde; bir kez daha inanca, imana yenildi.

Çanakkale Zaferi öyle bir zaferdir ki;

Türk mevzilerini ateş toplarıyla bozguna uğratmaya çabalayanların, müthiş Türk taarruzu karşısındaki ağır yenilgisidir.

General Churcill’in, Hamilton’ın, John de Robeck’in, Hunter Weston’un ve daha nicelerinin Ege Denizinde kopardığı tufanın gözü pek Türkler tarafından geri püskürtülmesidir.

Tarihin en büyük siper savaşlarının yaşandığı topraklarda süngüyle namlunun ucuna yürüyen Türk askerinin yıkılmaz kararlılığıdır, istiklal savaşçılığıdır.

Zekası ile parlayan, taktiksel yöntemleri ile düşmanı şaşırtan, eşsiz öngörüleriyle, isabetli değerlendirmeleriyle, derin tarih bilgisi ve savaş yeteneğiyle Çanakkale’de Bedr’in aslanlarına komutanlık yapan Mustafa Kemal’in I. ve II. Anafartalar Zaferi ile efdaliyete sahip Türk milletine umut olmasıdır.

Türk yurdunda onulmaz tahribatlara yol açmaya çabalayan, milletimizi adeta kıskaca alan hilkat garibelerine gereken cevabın verildiği yüz akımızdır; inancın, özverinin, cesaretin, bağımsızlık ülküsünün adıdır.

9 Ocak 1916’da sömürgeci garbın Seddülbahir’den de çekilmesi ile sona eren Çanakkale Savaşları, İstiklal Mücadelemizin başlamasına umut olmuştur, nefes olmuştur, cesaret olmuştur.

Çanakkale Zaferi’nin 108’inci yıldönümünü gururla kutluyoruz. Çanakkale direnişini, uyanışını Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını kutlamaya hazırlanırken, bir kez daha iyi idrak etmek gerektiğine inanıyoruz. Çanakkale Zaferi, milli mücadelenin önsözü olmuştur. Cumhuriyete giden yolun harcı olan Çanakkale’yi her Türk genci dimağında yaşamalı, o ruha iştirak etmeli, namusu bilip, sahip çıkmalıdır.

Bu minvalde ezilen, zulmedilen, sömürülen milletlere örnek olan Çanakkale Zaferi’nin 108’inci yıldönümünü ve Şehitler Haftasını kutluyor; kutlu topraklarımız için kan dökmeyi göze alan, istiklal yolunda cesareti enginlere sığmayan, en bedbaht anlarda asla ve kat’a süngüsünü düşürmeyen ve gözü kapalı şahadete yürüyen şehitlerimizin bizlere bıraktığı şanlı sancağımızı ebediyete taşıyacağız. Onlara olan manevi borcumuzu hiçbir zaman ödeyemeyiz.

Bu minvalde devletimizin kurucusu Büyük Atatürk başta olmak üzere Çanakkale Zaferi’nin kahraman komutanlarını ve aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz’dedi.