Prof. Dr. Muammer Aksoy’un haince saldırı sonucu öldürülüşünün üzerinden otuz yıl geçtiğini söyleyen ADD Merzifon Şube Başkanı Özkan Atal, “Değerli bilim adamı, Atatürkçü düşüncenin yılmaz savaşçısı, Prof. Dr. Muammer Aksoy’un 31 Ocak 1990 tarihinde haince bir saldırı sonucunda öldürülüşünün üzerinden otuz üç yıl geçmiş bulunuyor.

Aksoy, yılmak nedir bilmeksizin, bitip tükenmeyen bir enerji ve heyecanla mücadelesini sonuna kadar sürdüren, sahte değerler karşısında asla eğilip bükülmeyen, en dayanılmaz, en çileli koşullarda dahi yüreğindeki yurt sevgisinin ateşini bir an bile söndürmemiş olan kişidir. “Özgürlük, eşitlik, kardeşlik”  ilkelerini kendisine bayrak yaparak insanlık tarihinde yepyeni bir çağın açılmasına öncülük etmiştir. Yakın tarihimizin hiç bir önemli toplumsal sorununu, Aksoy’suz düşünemeyiz. O, mücadeleleri boyunca, haksızlıklar karşısında aydın olma onuruna yaraşır bir tutumun ne olması gerektiğine dair sayısız örnekler verdi.” Dedi.

ADD Şube Başkanı Atal yaptığı basın açıklamasının devamında; “Aksoy’un çok çeşitli alanlarda sürdürmüş olduğu mücadelelerinin ve gerçekleştirdiği kalıcı katkıların, gerçekte tek bir amaç yönünde yoğunlaştığını söyleyebiliriz. Bu amaç, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına sahip çıkmak ve bunun gereği olarak daha ileri ve daha hakça bir toplum için, yılmadan, usanmadan mücadele etmek biçiminde özetlenebilir. Aksoy’un bu amaç doğrultusundaki inançlı yönelişi, son eseri olarak Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurmasıyla somutlaşmış ve noktalanmıştır.

Atatürkçü Düşünce Derneği Kurucu Genel Başkanı Muammer Aksoy 33 yıl önce, 31 Ocak 1990’da evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetmiştir.

Yine, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenlerinden Abdi İpekçi, demokrasiden yana olan tutumu ve ödün vermeyen gazetecilik anlayışı nedeniyle 1 Şubat 1979’da İstanbul’da evinin önünde tetikçi M.A.A tarafından gerçekleştirilen hain suikast sonucu öldürülmüştür.

Hala sır perdesi kaldırılamayan suikastla öldürülen İpekçi; basın meslek ilkelerine bağlılığının yanı sıra basın emekçilerinin özlük haklarının korunması ve örgütlenmeler için de çaba sarf etmişti. Gerçek haberden, hak ve hukuktan, emekten yana olan, demokrasi mücadelesinin de eşsiz bir neferi olan Abdi İpekçi, yazılarında Atatürkçülüğü, barışı, düşünce özgürlüğünü, ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü savundu. Ülkemizde halktan yana habercilik anlayışının yerleşmesi, halkın haber alma ve bilgi edinme hakkının korunması, dürüst habercilik konusundaki hassasiyeti ile bilinen Abdi İpekçi’nin aramızdan ayrılışının 44.yıldönümünde, bu menfur suikastin tüm yönleriyle hala aydınlatılmamış olmasının derin üzüntüsünü yaşıyoruz.

Günümüzde de , çok zor şartlar altında görevlerini yapmaya çalışan basın emekçilerine yönelik tehdit, baskı ve şantajların devam ettiğini, karanlık odakların geçmişte aydınlatılmayan suikastlerden cesaret aldıklarını görüyoruz. Muhabirliğin önemini ortaya çıkaran, kanıta dayalı habercilik yapılması için öncülük yapan, halkın haber alma hakkını savunan Abdi İpekçi gazeteciliğine bugün de ihtiyacımız olduğu ortadadır"dedi.