Amasya’da başlatılan ATS yani Amasya Takip Sistemi Web Uygulaması hakkında basın açıklamasında bulunan Vekil Karahocagil, “Bugünkü basın açıklamam hem ülkemizin ve hem de Amasya'mızın muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkabilme hedefimizi yakalayabilmek için öncelik verdiğimiz “Milli Eğitim” hakkında olacaktır.

Şehrimizde başlatılan ATS yani Amasya Takip Sistemi Web Uygulaması ile ilimizdeki okul ve kurumlarımızın veri bilgilerine kolay ulaşım ve takip imkânı sağlanmaktadır.

“Veriye Dayalı Yönetişim ve Sürekli İyileştirme” olarak kısaca ifade edeceğimiz sistem ile okullarımızda kalite kültürünü geliştirmek, böylece kalitelerini sürekli iyileştirmek için, müdürlük ve bakanlık tarafından destek verilecektir.

Asıl amaç, her bir okulu eğitim verdikleri alanlarda birer mükemmeliyet merkezine dönüşmelerini sağlamaktır.

Bakanlığımız bu sistem ile eğitim sisteminin sürekli değiştirilmemesi, fakat kalitenin devamını geliştirilmesini amaçlamaktadır.

ATS sistemimize emeği geçen tüm paydaşlara teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

Ayrıca yine Amasya’mızda başarıyı yakalayan son günlerde ülke çapında revaçta olan “meslek liselerimizden”, Amasya Ziraat Meslek Lisemizdeki yetiştirilen mantar ilgililerden tam not almıştır.

İstenilen seviyeye gelen okulumuz, diğer okullar içinde rol model olacak, örnek alınması sağlanacaktır.

Gökhöyük Ziraat Meslek Lisesi müdürümüzü, okul öğretmenlerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.

Okulumuzun basket sahası ve halı saha yapımı ile ilgili girişimlerimiz sonucu Gençlik Spor Bakanımız Muharrem Kasapoğlu'ndan söz aldık.

Bizi kırmayan Gençlik ve Spor Bakanımız Muharrem Kasapoğlu’na, Spor Toto Başkanımız Bünyamin BOZGEYİK’E yürekten teşekkür ederim.

Değerli Vatandaşlarım,

Bilindiği üzere, bir ülkenin en önemli sermayesi insan kaynağıdır. İnsan kaynağının niteliğini artırmada kullanılan en önemli enstrüman ise eğitimdir.

Eğitim olmadan, teknolojik ve bilimsel çalışmalar olmadan nitelikli iş gücüne sahip bir insan kaynağından bahsetmemiz mümkün olamayacağını hükümet olarak bizler biliyoruz.

Bu nedenle iktidara geldiğimiz günden itibaren çeşitli Ar-Ge çalışmalarının gerçekleştirilmesi, yapıların inşa edilmesi, gerekli araç-gereçlerin hızlı bir şekilde teminin sağlanması amacıyla bütçede en fazla payı eğitime ayırdık.

Eğitim alanında devrim niteliğinde birçok projeye imza atarak, hayata geçirdik.

Bizden yani AK Parti hükümeti öncesindeki eğitim sistemi ile şimdiki sistem mukayese bile edilemez, ancak küçük bir karşılaştırma yaparak dünden bugüne, nereden nerelere geldiğimize de ışık tutmak istiyorum.

Değerli Basın Mensupları,

2000'li yıllara kadar Türkiye'nin eğitim karnesinin çok da iç açıcı olmadığını birazdan belirteceğim rakamlar ile size ifade etmek isterim.

2000'li yılların başına kadar 5 yaşındaki çocuklarımızın okullaşma oranı %11 civarlarında idi.

Lisedeki okullaşma oranı ise %44’tü. Yani lise çağında olan 100 çocuğumuzdan sadece 44'ü liseye giderken 56'sı kayıt dışıydı. Açıkçası bu durum eski Türkiye’nin pek te umurunda değildi. Derslik olmadığından sınıflarda 50-60 öğrenciye ders veriliyordu.

Evlendirilmişler mi, çalıştırılıyorlar mı, dilendiriliyorlar mı, hastalar mı, maddi yoksulluk içinde oldukları için mi okula gidemiyorlar ya da önlüğü, kalemi, kitabı mı yok?

Bunun ne vicdani muhasebesini yapmışlar, ne de görev ve sorumlulukları gereği bu duruma el koyalım, ne yapılabilir diye adım atma telaşesinde dahi bulunmamışlardır.

Yükseköğretime de ya o dönemin hükümetlerinin bağnaz siyasetleri sebebiyle, ya da il dışı yeme-içme-barınma-yol giderleri-eğitim masrafları diye düşünüp ailesinin ekonomik şartlarının bu giderleri karşılayamayacağı düşüncesiyle pırıl pırıl gençlerimiz eğitimlerine devam edememiştir.

Sonuç olarak yükseköğrenim oranımız da o yıllarda %14 seviyelerine demir atarak çakılı kalmıştır.

Şimdi, yani AK Parti Hükümetinin son 20 yıllık iktidarlığı döneminde eğitim alanında yapılan hizmetlerden bazılarına baktığımızda;

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde eğitim alanında çok ciddi adımlar atıldığını, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için çok ciddi fiziksel yatırımlar yapıldığını görüyoruz.

Basit birkaç örnek verecek olursam;

2000’li yıllarda 300 bin olan derslik sayısı kat be kat artırılarak 857 bin derslik sayısına ulaşmıştır.

5 yaşındaki okullaşma oranı %11'den %99'a ulaşmış,

İlkokuldaki okullaşma oranı %100'e, ortaokuldaki okullaşma oranı %99,44'e erişmiştir.

Ama okullaşma oranında en büyük atılım 5 yaşındaki okullaşma oranı ile 4+4+4 düzenlemesiyle birlikte sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim yerine, 12 yıllık zorunlu kademeli eğitim ile yapılmıştır.

AK Parti öncesinde %44 olan lise öğrenimine katılım oranı, zorunlu kademeli eğitim sistemi ile %95'e yükselmiştir.

Biz, yaparız, sözümüzü tutarız, dediğimizde; Hani n’oldu? Yapabildiniz mi? sorularının muhatabı biz olmayız.

Bu soruların aslında gerçek muhatabı görevlerini yapamayan, milletine vaat, söz veremeyen, iktidara geldiklerinde hangi yatırımları yapacaklarını, hangi projeleri gerçekleştireceklerini dahi söyleyemeyen, hesaplarını sadece Tayyip’i nasıl yıkarızın üzerine kurgulayan, değer görebilmek için devletin gücünü nasıl elde ederizin hesabındaki muhalefettir.

Bizim cevabımız, ortaya koyduğumuz icraatlarımız, hizmetlerimiz ve bunları tartışmaya bile mahal bırakmayacak verilerimizdir.

Ancak üç maymunu oynayıp, görmek, duymak istemeyen, sözlerine yalan-dolan katıp bizleri karalamak isteyenler yine pişkin pişkin meclis kürsüsüne çıkıp iftira atmaya devam ediyorlar.

Bu konu ile alakalı olarak CHP’li (Adana Milletvekili Orhan Sümer) milletvekilin okulda kaydı bulunmayan öğrenci sayısının 1 milyon 495 bin olduğunu, lise çağındaki çocukların okumayıp çalıştıklarını ifade eden açıklamasına yine Millî Eğitim Bakanlığı’mızın belirtiği veriler ile cevap vermek istiyorum.

Eğitim sisteminde kaydı bulunmayan öğrenci sayısı, Sayın milletvekilinin belirttiği gibi 1 milyon 495 bin değil, güncel verilere göre 280 bindir.

Bunların 240 bini lise kademesindedir.

Bilindiği üzere açık öğretim lise ve ortaokulu da yaygın eğitim kapsamındadır. Burada çoğunlukla 18 yaş üstü vatandaşlarımız eğitimlerine devam etmektedir.

Ayrıca açık öğretim de diğer eğitim türleri gibi öğrenciler için bir seçenektir ve 18 yaş altı için örgün eğitim kapsamında olduğunu da belirtmek isterim.

Meslek liselerine de kısaca değinmek istiyorum.

Eğitim-öğretim yıllarında bir meslekte uzmanlaşan öğrenciler, mezun olduklarında normal liselerde okuyan öğrencilere göre daha çabuk ve daha kolay iş bulabilmelerinin yanı sıra mezun olduklarında diploma ile birlikte İş Yeri Açma Belgesi'ne de sahip olduklarından 18 yaş üstü vatandaşlarımızın da tercih ettiği okullarımızdandır.

Bu nedenle buraya kayıtlı olan 1 milyon 200 bin öğrencimizden %50'den fazlası da 18 yaş üstü vatandaşlarımızdan oluşmaktadır.

Lise kademesinde olup kayıt dışı olan toplam 240 bin öğrencimiz içinde Millî Eğitim Bakanlığımızın çalışma yürüttüğünü de belirtmek isterim.

Kayıt dışı olan öğrencilerimizin sisteme dahil edilmesi için son 1 yıldır özel bir çalışma yürütülmektedir.

Bu çalışma ile hem erken uyarı sistemi hem de takip sistemi ile öğrencilerin okul devamsızlığı ve terk oranlarının düşürülmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Böylelikle eğitim kademelerinin tümünde % 99 ve üzerinde okullaşma oranlarına ulaşılması için çalışılacak ve öğrencilerin okula kaydı yapılarak tercihleri doğrultusunda eğitim almalarına imkân sağlanacaktır. Konuşmamın başında da söylediğim gibi AK Parti Hükümeti 20 yıllık iktidarlığı döneminde eğitimde, ötekileştirmeden, ayrıştırmadan, makamlar duvar olmadan, kimsenin hakkına girmeden ki…

Onlar kendilerini iyi bilir, kimsenin gözyaşlarına sebep olmadan, ahını almadan, eğitimde fırsat eşitliğini sağlayarak tüm eğitim çağındaki ve 18 yaşından sonra da dahil olmak isteyen tüm vatandaşlarımızın yanında, arkasında olmaya, onlara destek vermeye devam edeceğiz diyor saygılar sunuyorum’ ifadelerini kullandı.